11 Mayıs 2017 Perşembe

Uluslararası politik ilişkiler otomotiv sektörünü ticari açıdan nasıl etkiliyor-Yılmaz Parlar

HABER AYNASI

Uluslararası politik ilişkiler otomotiv sektörünü ticari açıdan nasıl etkiliyor?

Uluslararası ilişkilerdeki bir takım olumsuzlukların ticari hayata yansımasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “Siyasi ortamda yaşanan gerginlikler ticari ilişkileri elbette etkiliyor. Türk otomotiv sektörü olarak Avrupa’da ve diğer dünya ülkelerinde iş yapış biçimimize dair olumlu algımızın korunmasına gayret ediyoruz. Dış siyasette yakında gerçekleşecek ılımlı atmosfer ile sektör olarak ciddi atılımlar gerçekleştireceğimize inanıyoruz” dedi.

TAYSAD Başkanı Alper Kanca, Avangarde Hotel’de gerçekleştirilen kahvaltıda tedarik sanayicilerini yakından ilgilendiren konularda bilgi vermek amacıyla basın mensuplarıyla bir araya geldi. 

Toplantının ilk bölümünde, siyasi ilişkilerin ticari hayata yansıması konuşuldu.

Başkan Alper Kanca, “Yurtdışındaki negatif algıyı değiştirme yönünde pozitif bir çaba içine girilmesi ve bu konuda hem kamu otoritelerinin hem de iş dünyasının üzerine düşeni yerine getirmesi gerek. Sektör olarak talep ve beklentilerimizi ilgili kamu otoritelerine aktararak birlikte hareket alanı yaratmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda TOBB Başkanı ile birlikte Ekonomi Bakanlığı’nı ziyaret etmeyi planlıyoruz. Yaşanabilecek siyasi ve ekonomik krizleri önlemek adına bir dizi önleme ihtiyacımız var. Birinci somut önlem, tedarik sanayine has lojistik merkezlerinin özellikle Avrupa’nın bazı ülkelerinde kurulması; ikinci önlem, Avrupa’da özel sektör tarafından da desteklenen bir algı çalışmasının yapılması; üçüncü önlem de siyasi olarak ilişkilerin olumlu yönde devam etmesi olacaktır” dedi.
“Otomotiv sektörü en parlak dönemini yaşıyor”
Otomotiv sektörünün en parlak dönemini yaşadığını söyleyen Başkan Kanca, “Otomotiv sektörü, ekonomiye yüksek katma değer sağlayan, teknolojik gelişmeleri hızlandıran ve daha birçok kazancı da beraberinde getiren bir sektör. Sektör, yapısı itibariyle ülkeler arası rekabete de oldukça uygun. Öngörülen tabloda; önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkeler, pazar ve üretim dinamikleri açısından itici güç olmayı sürdürecek. Dünya genelinde üretimdeki yeni coğrafyalara kayış sürecinde Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcı sayısında da artış olacak. Geleceğe dair beklentilerin yanı sıra mevcut duruma dair veriler de beklentilerimizi haklı çıkarır nitelikte. Sektör olarak en parlak dönemlerimizden birindeyiz esasında. Tüm sektörlerde ciddi daralmalar meydana gelirken, otomotiv sektörü ihracat ve ticari ortaklıklar noktasında önemli ivme yaratıyor. Biz Türk otomotiv sanayi olarak meydanı asla terk etmeyi düşünmüyoruz. Her koşulda; -siyasi gerginlik ya da ekonomik kriz-, üretmeye ve büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Avrupa, sürücüsüz araçlarla altyapı değişikliğine gidiyor
TAYSAD Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı da, toplantıda Nisan ayında katıldığı “Connected and Automated Driving Konferansı” izlenimlerini aktardı. Kısa süre öncesine kadar bilim kurgu öyküsü diye baktığımız bazı konuların, çok kısa sürede gerçek olacaklarına işaret eden Baybalı, sürücüsüz otomobillerden önce sürücüsüz kamyon ve büyük taşıtların hayatımıza gireceğini ve hızla yaygınlaşacağını söyledi. Özellikle TIR diye adlandırılan büyük taşıtlarda sürücüsüz sistemlerin Avrupa’da çok hızlı geliştiğine dikkat çeken Baybalı, Türkiye’nin bu konuda geride kalmasının yaratacağı büyük sıkıntılara şöyle dikkat çekti:
“Dünyadaki otomotiv gündemi; sürücüsüz araçların elde ettiği datanın sahiplenilmesi, birbirleriyle ve çevreyle ilgili elde ettiği datanın paylaşımı, obje tanımanın ötesinde birbirinden farklı çevresel görüntüyü tanıyabilmesi, elde ettiği datayı işlemesi ve geri çağırması süreci ekseninde şekilleniyor. Avrupa’da 29 ülke bu konuda anlaşma yaptı. Bu anlaşma ile AB üyesi ülkelerle birlikte İsviçre ve Norveç arasında otonom araçlar ile ilgili bir görüş ve uygulama birliğine varıldı. Gerekli teknolojik altyapının sağlanmasının ardından araçlar sürücüsüz olarak yola çıkarak lojistik alanında büyük bir verim artışı sağlanacak. Araçlar hem birbirleri ile hem de yol ile bağlantı kurabilecek ve bilgi aktarabilecekler. Böylece 24 saat boyunca araçlar yolda ilerleyebilecek ve ürünlerin ülkeler arası aktarım süreleri kısalacak. Bu da özellikle ticaret için büyük bir avantaj sağlayacak. Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’nin bu anlaşma içinde yer almaması da yine Avrupa ile olan ticari ilişkinin dışına itilmemize yol açabilir. Yani yine burada AB ülkeleri ile olan politik gerginliğin etkilerini görüyoruz. Bu yatırımı yapmayan ülkeler kaybeden tarafta yer alacak. Biz de bu sisteme entegre olmak zorundayız. Üniversitelerle konuşarak, tedarik sanayi olarak bu işe müdahale etmemiz şart. Öyle ki, Türkiye olarak otonom araç anlaşması içine giremediğimiz takdirde AB ile yapılan ticaretin dışına itilmiş olacağız. Bulgaristan ve Doğu Avrupa ülkeleri otonom araçlar ile ticarete dahil olacak ama Türkiye hiçbir girişimde bulunamayarak ticarette kısıtlı kalacak. Bu sadece otomotiv yan sanayi ile ilgili bir durum değil. Bu aşamaya gelindiğinde sebze, meyve dahil hiçbir ihracat ürünü gönderilemeyecek.”
İç pazarda üretim arttı, satışlar düştü
Bir sonraki analizde, ÖTV indiriminin kaldırılması ve döviz kurlarındaki artışı yorumlayan Başkan Alper Kanca’nın konuya dair değerlendirmeleri de şöyle oldu:
“Geçen yıl ÖTV muafiyeti söz konusuydu. Bu yıl satışlarda ÖTV uygulanacak. 2017 yılının ilk üç aylık otomotiv sektörü sonuçlarına bakarsak üretimin arttığını ama iç pazarda satışların düştüğünü görüyoruz. ODD istatistiklerine göre 2017 yılı Nisan ayı Otomobil ve Hafif Ticari Araç toplam pazarı satışları 75 bin 988 adet oldu. 84 bin 887 adet olan 2016 yılı Nisan ayı otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar yüzde 10,48 oranında küçüldü.
Türkiye Otomotiv pazarında, 2017 yılı ilk dört aylık dönemde otomobil satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,12 azalarak 173 bin 961 adede geriledi. Geçen sene aynı dönemde 193 bin 539 adet satış gerçekleşmişti.
IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, 2017 Nisan ayı tahminlerine göre; Türk otomotiv ihracatı için son derece önemli bir veri olan Avrupa’nın büyüme hızı ise 2017 yılında yüzde 1,7 seviyesinde olacak; 2017 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 850 bin – 900 bin adet aralığında olması tahmin ediliyor.”
Yılın ilk dört ayında ihracata en yüksek katkı otomotivden geldi
Başkan Kanca, toplantıda otomotiv ihracatına dair istatistiksel detayları da açıkladı:
“Yılın ilk dört ayına bakıldığında, son yıllarda sürekli olarak görüldüğü üzere otomotiv sektörü, yine ihracata en yüksek katkıyı sunan sektör oldu. Bu dönemde Türkiye 11,8 milyar dolar ihracat yaptı. Bu ihracatın yüzde 19,4’ü otomotiv sektöründen. Otomotiv sektörümüz, Ekim 2016’dan bu yana üst üste 7 aydır 2 milyar doları geçen ihracat gerçekleştiriyor. Nisan 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 12,4’lük artış ile 2,3 milyar dolar ihracat rakamına ulaşan otomotiv sektörü, son dönemdeki başarılı performansını artırarak devam ettiriyor. Bunun en büyük nedeni, binek otomobildeki yüzde 61’lik ihracat artışıdır. İlk 4 aylık gerçekleşmeleri incelediğimizde ise, geçen yılın aynı döneminde 7,5 milyar dolar olan ihracatımız, yüzde 23’lük artış ile 9,3 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın içinde tedarik sanayimizin payı ise 3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti”.

yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder